ANKARA, 30 Mayıs 2013— Temiz Teknoloji Fonu (CTF) bugün Dünya Bankası, Uluslararası Finans Kurumu (IFC) ve Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) ile birlikte hazırladığı “Türkiye’deki Yenilenebilir Enerji ve Enerji Verimliliği Piyasasında Temiz Teknoloji Fonu Değerlendirme Raporunu” tanıttı.
Yüksek ekonomik büyümenin yaşandığı son yıllarda elektrik talebinin hızla artması ile birlikte, Türkiye enerji güvenliğini sağlamanın ve iklim değişikliğini azaltmak için sera gazı emisyonlarını kontrol altına almanın oluşturduğu ikili bir zorluk ile karşı karşıya kaldı.
Temiz Teknoloji Fonu, yeni bir küresel iklim değişikliği anlaşması müzakere edilip yürürlüğe girinceye kadar düşük karbonlu teknolojilere finansman sağlamak ve sera gazı emisyonlarını azaltmak amacıyla 2009 yılında kurulmuştur. Dünya Bankası tarafından yönetilen ve Dünya Bankası ile diğer çok taraflı kalkınma bankaları yoluyla idare edilen bu çok taraflı fona Avustralya, Kanada, Fransa, Almanya, Japonya, İspanya, İsveç, İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri 5,2 milyar ABD$ tutarında fon sağlamayı taahhüt etmiştir. Türkiye’de, düşük faizli CTF kredileri özel sektör tarafından işletilen tesislerde enerji üretiminin ve özel sektörde enerji verimliliğinin arttırılmasına yardımcı olmuş, böylelikle sera gazı emisyonlarını ve enerji maliyetlerini düşürmüş ve sonuçta Türkiye enerji sektörünün dönüşümüne katkıda bulunmuştur.
CTF kaynaklarından yararlanan ilk ülke olan Türkiye Hükümeti’nin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız şunları söylemiştir: “CTF yoluyla çok taraflı kalkınma bankaları ile işbirliği yapmak Türkiye’nin kendi ulusal özel sektörünü ve bankacılık sektörünü geliştirerek enerji verimliliği, yenilenebilir enerji ve akıllı şebeke alanlarındaki yatırımlarını arttırmasına yardımcı olmuştur. Türkiye’nin somut sonuçlar elde etme yönünde ilk harekete geçen ülke olması yatırımcılara ilham vermiş ve sadece hedeflediğimiz yatırım ölçeği değil aynı zamanda düşündüğümüz yenilenebilir teknoloji türleri konusunda daha da iddialı bir hale gelme doğrultusunda bizi yüreklendirmiştir.”
CTF bugüne kadar Türkiye’de enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji alanlarındaki özel sektör yatırımlarını desteklemek için toplam 200 milyon ABD$ tutarında düşük faizli kredi ve teknik yardım sağlamıştır. Bu kararlılığın desteği ile, yenilenebilir enerji / enerji verimliliği projelerini finanse etmek amacıyla EBRD 285 milyon ABD$ tutarında bir kaynak taahhüt etmiş ve harekete geçirmiş, IFC de 255 milyon ABD$ tutarında bir finansman sağlamıştır. Dünya Bankası’nın ilgili özel sektör projelerini desteklemek için sağladığı katkı 1 milyar ABD$’na ulaşmıştır. 2012 sonu itibariyle ilgili Çok Taraflı Kalkınma Bankalarının (MDB) katkıda bulunduğu ve harekete geçirdiği toplam miktar 1 milyar 535 milyon ABD$’na ulaşmıştır.
Değerlendirme Raporu CTF’in Türkiye’deki yenilenebilir enerji/enerji verimliliği piyasasında yarattığı etkiyi analiz etmekte; kullanılan metodolojiyi ve faydalanıcı bankalar ile CTF fonlarının diğer kullanıcıları tarafından bildirilen emisyon azaltımı verilerini doğrulamakta; çeşitli kamu kurumlarının izleme ve değerlendirme sistemlerini incelemektedir. Rapor, CTF ve diğer uluslararası finans kuruluşları tarafından finanse edilen projeler yoluyla sağlanan ve yıllık 2 milyon tonun üzerinde olduğu tahmin edilen emisyon azaltımlarının geçerliliğini denetlemektedir. Rapor aynı zamanda Türkiye’de yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği yatırımlarına yönelik izleme ve değerlendirme sisteminin daha da güçlendirilmesine yönelik bazı öneriler sunmaktadır.
Dünya Bankası Türkiye Ülke Direktörü Martin Raiser konu ile ilgili olarak şöyle konuştu: “CTF dönüşümsel yatırımları desteklemek için oluşturulmuştur. Türkiye, CTF programı yoluyla, yenilenebilir enerji kaynaklarının daha fazla kullanımına yönelik enerji sektörü dönüşümünü başlatmış ve bunun sadece iklim için değil aynı zamanda işletmeler için de iyi olduğunu göstermiştir. Özellikle enerji verimliliğinin arttırılması ve emisyonsuz büyümenin sağlanması olmak üzere daha yapılması gereken çok şey bulunmaktadır. Uluslararası finansal kuruluşlar Türkiye’nin bundan sonra atacağı iklim adımlarını desteklemeye hazırdır.”
Avrupa, Orta Asya, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’dan sorumlu IFC Başkan Yardımcısı Dimitris Tsitsiragos şunları söyledi: “İklim değişikliği günümüzdeki en büyük kalkınma sorunlarından birisidir. Bu sorunların ele alınmasında kamu politikası kilit öneme sahip olmakla birlikte, özel sektör de enerji verimliliğine, yenilenebilir enerjiye ve iklim dostu finansman projelerine yönelik yeni teknolojiler ve yenilikçilik yoluyla bu zorluğu aşmada ve fırsatlar yaratmada önemli bir rol oynayacaktır. İklim değişikliğine ilişkin iş faaliyetlerinin desteklenmesi IFC’nin Türkiye’deki stratejisinin kilit bir unsuru olmaya devam etmektedir.”
EBRD Türkiye Direktörü Mike Davey “Enerji verimliliği, Türk işletmelerinin rekabet gücü ve makroekonomik istikrarın sağlanması için kilit bir faktördür ve uzun vadede de böyle olmaya devam edecektir. Türkiye, sürdürülebilir kalkınma üzerindeki odağını koruyarak yatırım ve yenilikçilikteki bölgesel lider konumunu daha da güçlendirebilir. EBRD, yenilenebilir enerjiden, enerji geri kazanımına ve atık geri dönüşümüne kadar sürdürülebilir enerji ve kaynak verimliliği alanlarında yapılan yatırımlara sağladığı finansman ile Türkiye’yi ve Türk işletmelerini bu süreç boyunca desteklemeye devam edecektir. Bugüne kadar EBRD’nin Türkiye’deki 3 milyar Avro’luk portföyünün %40’tan fazlası bu amaçlar için sağlanmıştır.” demistir.