2011 yılında Nisanur Kepçeler okulunun yıkılmasını üzülerek izlemiş.
İstanbul, Türkiye’de öğrenci olan Kepçeler, “çok üzülmüştüm” diyor, “okulumuzun yıkılmasını hiç istememiştim”.
Ancak üzüntüsü, bir zamanlar eski okulunun olduğu yere inşa edilen yeni ve modern okul binasına yerleştikten sonra kısa sürede yerini sevince bırakmış. Eskisinden daha büyük olan bu yeni okulun tek özelliği daha iyi sanatsal malzemelerle, laboratuvar ve diğer okul gereçleriyle donatılmış olması değil. Aynı zamanda eski okullarına kıyasla, yapısal olarak daha sağlam olması ve olası bir depremin etkilerine karşı daha dayanıklı hale gelmiş olması.
Kepçeler “Böyle modern bir okulda okuduğum için ben de kendimi özel ve şanslı hissediyorum. Kendimi daha güvende hissediyorum” diyor.
Birden çok tektonik plakanın kesişme noktası üzerinde bulunan Türkiye, depremlere yabancı bir ülke değil. Son yirmi yıl içerisinde ülkede şiddeti Richter ölçeğine göre 6,0 ile 6,9 arasında değişen en az dokuz kuvvetli deprem meydana geldi. Aynı dönem içerisinde, şiddeti 7,0 ile 7,9 arasında değişen de en az üç büyük deprem yaşandı. Bunların en kötüsü olan 7,6 şiddetindeki İzmit depremi oldukça yıkıcı oldu ve pek çok binayı yerle bir ederek 18.000’den fazla insanın hayatını kaybetmesine, 43.000’den fazla insanın da yaralanmasına sebep oldu.
Büyük depremlerin oluşturduğu uzun vadeli tehlikenin farkında olan Türkiye’deki politika yapıcılar, gerek depremlerin oluşturduğu yıkıcı etkilerle mücadele etmeye, gerekse büyük bir depreme karşı daha iyi hazırlıklı olmaya yardımcı olacak şekilde enerji ve kaynak ayırmaya devam etti.
14 milyon kişiyi aşan tahmini nüfusuyla İstanbul, bu alanda özellikle proaktif davranan şehirlerden biri oldu. İstanbul, tıpkı Nisanur’un okulu gibi kamu binalarının depreme karşı dayanıklılığının artırılmasına yardımcı olmak ve kent sakinlerini olası bir kuvvetli depremin ardından yaşanacak acil bir duruma karşı daha iyi hazırlamak amacıyla Dünya Bankası Grubu ve diğer kalkınma ortaklarıyla birlikte çalışmalar yürüttü.
Bu çalışmaların kalbinde İstanbul Sismik Riskin Azaltılması ve Acil Durum Hazırlık Projesi (İSMEP) yer almaktadır. Kentin afet ve acil durum kapasitesini artırmaya yardımcı olmak üzere tasarlanan İSMEP, 10 yıllık ve 550 milyon dolarlık bir projedir. Geçtiğimiz on yıl içerisinde İSMEP, gerek depremlerin en büyük etkilerinin bazılarının azaltılması için gerekse acil durumlarda müdahalenin iyileştirilmesi için ülkeye yardımcı olmuştur.