İşin önemi –hem bir birey için hem de bir bütün olarak ülke için- yadsınamaz. İstihdam yoksulluğun azaltılması bakımından temel bir öneme sahiptir ve dünyanın her yerinde insanların çoğu için temel gelir kaynağını oluşturmaktadır. Birçok insan için, iş sahibi olmak maaş almanın ve ilişkili faydaları edinmenin ötesinde bir kimlik ve içerilme kaynağıdır. İstihdam aynı zamanda bir ülkede ekonomik ve sosyal kalkınma için bir köşe taşıdır.
Bu durum Türkiye’de de farklı değildir. Şu anda yüzde 9’un biraz üzerinde gezinen bir işsizlik oranı ve ülkedeki kadınların yarıdan azının hizmetler, sanayi veya tarım sektöründe çalıştığı düşünüldüğünde, politika çabalarının çok daha fazla güçlendirilebileceği aşikardır. Aslında, Türkiye’de şu anda büyümenin teşvik edilmesi amacıyla önemli mali çabalar ile programlar ve girişimler yürütülmektedir – istihdamın arttırılması ve insanlar için sunulan işlerin kalitesinin iyileştirilmesi için çalışmalar yapılmaktadır.
Bununla birlikte, bu çabaların etkili olabilmesi ve daha yüksek büyüme ve istihdamın sağlanabilmesi için, ülke ekonomisinin temellerinin güçlendirilmesi gerekmektedir.
Raporun görev ekibi lideri Rebekka Grun bu konuda şunları söylüyor: “Bu yeni Dünya Bankası raporu, Türkiye’de yaratılan işlerin gerçekten yüksek düzeyde üretken, kadınların ve erkeklerin, çalışma çağındakilerin, gençlerin, yaşlıların erişimine açık olup olmadığını incelemektedir. Banka, daha fazla üretken şirketlerde daha fazla işin yaratıldığı, daha eğitimli kadınların ve gençlerin kaliteli kayıtlı istihdama daha fazla erişebildiği bu olumlu eğilimin sürdürülmesi amacıyla Türkiye’deki politika yapıcıları desteklemeye devam etmektedir. İş ortamında sürekli iyileştirmeler sağlayan politikalara ve örneğin işverenlere işletme ihtiyaçlarına uygun işçi alabilmeleri için daha fazla sözleşme seçeneğini sunulması ve işverenler ile çalışanlar üzerindeki kıdem tazminatı yükünün hafifletilmesi gibi çalışanların korunması ile istihdam yaratma teşvikleri sarasında daha iyi denge kuran bir işgücü piyasası politikasına ihtiyaç duyulmaktadır.”
Dünya Bankası’nın Türkiye için hazırladığı son rapor, İstihdam Konulu Dünya Kalkınma Raporu ve Avrupa ve Orta Asya bölgesine ilişkin Tekrar İşe Koyulmak: Avrupa ve Orta Asya’da İstihdam ile Büyümek gibi Dünya Bankası’nın son zamanlarda yayınladığı küresel ve bölgesel raporlardan yola çıkarak ülkedeki duruma özgü analizler ve öneriler sunmaktadır.
“Tekrar İşe Koyulmak: Avrupa ve Orta Asya’da İstihdam ile Büyümek” başlıklı bölgesel raporda Türkiye Polonya ve diğer Yeni AB Üye Devletleri ile birlikte geçmişte daha iyi istihdam performansı olan ve daha umut verici beklentiler sunan “ileri reformcu” ülkeler gurubuna dahil edilmiştir. Buna göre, Türkiye’nin girişimcilik potansiyelini yüksek hızla büyüyen şirketlerin (genellikle “ceylan” olarak nitelenmektedir) sayısının başarılı bir şekilde arttırıldığı bir sonuca dönüştürebilmesi için reform ivmesini sürdürmesi gerekmektedir. Bu gibi şirketler genellikle tüm şirketlerin sadece yaklaşık yüzde 10-15’ini oluşturmaktadır, daha çok genç şirketlerdir, ancak Avrupa ve Orta Asya bölgesinde yeni yaratılan istihdamın yaklaşık üçte ikisini oluşturmaktadırlar.
Kısaca özetlemek gerekirse, yeni Dünya Bankası raporu Türkiye için dört umut dolu mesaj vermektedir:
- Türkiye’de kriz sonrası güçlü ekonomik büyüme süreci önemli bir istihdam artışına yol açmıştır. 2009 – 2012 döneminde Türkiye’nin ABD’nin dörtte bir büyüklüğünde olmasına rağmen neredeyse ABD kadar istihdam yarattığı düşünüldüğünde, temkinli bir ‘istihdam mucizesi’ hakkında konuşulabilir.
– yeni yaratılan işlerin çoğu daha kaliteli işlerdir: istihdam artışı temel olarak hizmetler sektöründe ve kayıtlı sektörde gerçekleşmiştir
– yaratılan net istihdamın çoğunluğu hem kadınları hem erkekleri etkilemiştir. Ancak, birçok orta yaşlı ve yaşlı kadın tekrar kayıt dışı tarım sektörüne girmiştir
- Türkiye’de işgücü geçişlerinin büyümeyi arttırdığı görülmektedir.
- Tarımdan tarım dışı sektörlere geçişler toplam üretkenliğe katkıda bulunmuştur
- Tarım dışı sektör içindeki işgücü hareketleri genellikle büyümeyi arttırıcı nitelikte olmuştur
- Tarım içinde daha verimli bölgelere işgücü geçişlerinin yaşandığına dair açık kanıtlar mevcuttur
- İşgücü geliri toplam hanehalkı gelirine en fazla katkıda bulunan gelir kalemi olmuştur ve işgücü gelirindeki artış düşük gelirli hanehalkları arasında yaşam standartlarının yükseltilmesine katkıda bulunmuştur.
- Umut vaat eden gelişmeleri destekleyen politikalar:
- bireyler için, kadınların daha fazla kapsanmasına yönelik (i) özellikle kent merkezlerinde çocuk bakım hizmetlerinin yaygınlaştırılması; ve (ii) yaşlı bakım hizmetlerinin yaygınlaştırılması, ve gençlerin ve hassas grupların daha fazla kapsanmasına yönelik: (iii) okul öncesi eğitime ve kaliteli temel eğitimden ortaöğretim sonrasına kadar erişimin arttırılması ve eğitimin işveren ihtiyaçları ile uyumlaştırılması yoluyla beceri geliştirme fırsatlarının arttırılması, ve (iv) işe erişimi ve kayıtlı istihdama yönelik teşvikleri desteklemek için daha akıllı aktivasyon politikaları ve sosyal yardımlar;
- şirketler için (v) rekabeti arttırmaya, işletmelerin kayıtlı çalışmasını sağlamaya, iflas kanunlarını iyileştirmeye, finansmana ihtiyatlı erişimi sağlamaya, vergilendirmeyi, altyapıyı ve yenilikçiliği iyileştirmeye, ve hızlı bir şekilde ve düşük maliyetle başarılı –veya başarısız- olabilecek daha fazla yeni işletmenin yaratılmasını teşvik etmeye yönelik reformlar; (ii) örneğin ilgili Hükümet Eylem Planı ile kayıt dışılık ile mücadele, ve (iii) 10. Kalkınma Planında belirtildiği gibi daha esnek sözleşme düzenlemelerinin yaygınlaştırılması ve kıdem tazminatı reformunun yapılması.