Bilecik’te, Sakarya Nehri yüksek kayalık yamaçlar arasından gürleyerek akıyor. Sakarya havzası Türkiye’nin ulusal tarihinde büyük önem taşıyor. 90 yıl önce yaşanan kurtuluş savaşının kilit savaş alanlarından birisini oluşturuyor. Günümüzde ise bir enerji kaynağı ve birkaç baraja ev sahipliği yapıyor. Sakarya Havzası Türkiye’deki 26 nehir havzasından birisi.
Barajı işleten Darca HES şirketinin sahibi Burgan Ergün şöyle konuşuyor: "Türkiye ithal enerji kaynaklarına çok bağımlı. Suyun orada olduğunu biliyorduk ancak hiçbir şey yapmıyorduk. Türkçedeki deyişle suyun boşa akmasını seyrediyorduk. Bu potansiyeli kullanarak devletin ve Türk halkının bundan faydalanabileceğini gördük."
Hidroelektrik üretim şu anda ülkenin enerji ihtiyacının yaklaşık yüzde 23’ünü karşılıyor. Bu baraj yaklaşık bir yıldır elektrik üretiyor ve günde 20.000 hanenin elektrik ihtiyacını karşılıyor. Çevreyi korumak için barajda sazan ve yayın balıklarının barajı geçebilmeleri için bir basamak sistemi mevcut.
Barajın müdürü Deniz Akersoy şöyle konuşuyor: "Barajlar, kömür ve diğer enerji kaynakları ile çalışan santrallere göre çevreye daha az zarar veriyor. Burada barajların küçük olması çok önemli. Bunun gibi küçük HES projelerinin desteklenmesinde büyük bir gelecek olduğunu görüyorum."
Enerji Talebi
Baraj yolunun hemen aşağısındaki küçük bir köy kahvehanesinde müşteriler televizyon seyrediyorlar ve çay için gerekli sıcak su elektrik ile hazırlanıyor. Sıcaklık, ışık ve bilgi müşterileri çekiyor ve bunların hepsi enerjiye bağlı.
Kahvehaneyi Fatma Ayaz kocası ile birilkte işletiyor. "Elektrik her şeyimiz! Teknoloji de elektriğe bağlı. O olmadan hayat durur! Bulaşık makinesini çalıştıramazsınız, televizyon seyredemezsiniz, temizlik yapamazsınız, hiçbir şey yapamazsınız!"
Elektriğe ihtiyacı olan tek kişi Fatma Ayaz değil. Artan gelir ve yükselen yaşam standartları, Türkiye’de elektrik ve enerji talebinin son yirmi yıl içerisinde yıllık bazda yaklaşık yüzde 6-7 oranında artmasına yol açtı. Gelecekteki talebin yine bu oranlarda artmaya devam etmesi bekleniyor. Enerji Bakanlığı’ndan Erdal Çalıkoğlu şöyle konuşuyor: “Dolayısıyla, Türkiye elektrik arzını arttırmak için yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanmanın yanı sıra enerji verimliliği üzerinde de odaklanıyor. Burada Türkiye’nin küresel bir oyuncu olabilmesi için asıl önemli olan husus daha az enerji ile daha fazla mal üretmektir. Türkiye önde gelen bir küresel ekonomi haline gelmeyi hedefliyor, dolayısıyla enerji kullanımının bir öncelik olması gerekiyor."
Bulaşık makinesi de dahil olmak üzere her şeyde verimlilik
Talebi azaltmak için Türkiye son beş yıldır enerji verimliliğine büyük önem veriyor. Bu amaçla büyük kamuoyu bilinçlendirme kampanyaları düzenliyor, Türkiye’deki şirketlere daha az elektrik tüketmeleri için teşvikler sunuyor ve verimliliği sağlamaya yönelik yönetmelikler yayınlıyor. Ankara’da bu çaba işe yaramaya başlıyor. Fatoş Ocak ve ailesi yeni bir buzdolabı almaya karar verdiklerinde, biraz daha fazla bir ücret ödeyerek enerji sınıfı A+ olan bir buzdolabı aldılar.