Türkiye daima stratejik öneme sahip bir ülke olmuştur. Doğu ve Batı arasındaki bir köprü olarak coğrafi konumu, Avrupa Birliği (AB) ile olan uzun ve benzersiz bir geçmişe sahip ilişkileri ve kurulduğu 1923 yılından itibaren Türkiye Cumhuriyeti’nin seçmiş olduğu modernleşme yolu tarihçilerin olduğu kadar siyaset bilimcilerin de ilgisini çekmiştir. Türkiye’nin yakın geçmişteki ekonomik başarısı özellikle İslam dünyasında olmak ancak bunlarla sınırlı olmamak üzere birçok gelişmekte olan ülke için ilham kaynağı haline gelmiştir.
Türkiye’nin Deneyimleri: Entegrasyon, Kapsama, Kurumlar |
---|
Türkiye’nin Deneyimleri: Entegrasyon, Kapsama ve Kurumlar başlıklı bu yayın, hem diğer yükselen ülkelerin hem de Türkiye’nin politika yapıcılarına hitap etmektedir. Diğer yükselen ekonomiler için Türkiye’nin uluslararası entegrasyon ve daha fazla sosyal kapsama konularında nasıl ilerleme kaydettiği ile ilgili dersler sunarken, Türkiye için bugüne kadar kaydettiği başarıların bir hikayesini ve önümüzdeki sürecin reform gündeminin belirlenmesine yardımcı olabilecek bekleyen zorlukları anlatmaktadır. Bununla birlikte, son iki yılda, Türkiye’nin deneyimlerinden çıkarılacak dersler ile ilgili soru işaretleri ortaya çıkmıştır. 2002-2011 döneminde %5’in üzerinde olan ekonomik büyüme hızı %3-4 aralığına inmiştir ve ülkenin yüksek dış finansman ihtiyaçları ile ilgili riskler ortadan kalkmamıştır. Eleştirmenler Türkiye’nin yasal ve ekonomik kurumlarının gücü ile ilgili soru işaretlerini gündeme getirmişlerdir ve ekonomistler Türkiye’nin orta gelir tuzağına takılabileceğinden endişe etmektedirler.
Nelerin işe yaradığının ve nelerin değiştirilmesi gerektiğinin nesnel bir değerlendirmesi Türkiye’nin iç politika tartışmaları bağlamında da önemlidir. Türkiye’nin başarılarının kökünde nelerin yattığının farkına varamamak ve bunlara katkıda bulunan politikaları anlayamamak, başarımların maliyetli bir şekilde tersine dönmesine zemin hazırlayabilir. Türkiye’nin yüksek gelir statüsüne ilerleyebilmesi için politika çerçevesinin uyarlanması gerekiyor, ancak bu uyarlamanın Türkiye’nin 2000’li yılların başlarında yaşadığı kriz sonrasında benimsenen piyasa ve Avrupa yanlısı yönelimi esas alması gerekiyor. Türkiye’nin başarılarının birkaç yaratıcısı olmuştur. Türkiye’deki hareketli politika tartışmaları, bu ilerlemenin ekonomi politikası üzerindeki geniş bir uzlaşı temelinde başarıldığı gerçeğini gölgelemektedir. Bu uzlaşının beslenmesi gerekiyor.